30 Ekim 2009 Cuma

bir

her şey geçer, hiçbir şey geçmese de.

hayat kalırmış bir tek. öyle diyor şarkıda.

peki, geçer mi geçmiş?

şimdi, bu romanın sağlam bir kurguya ihtiyacı var.
eksikliğimizi örtemiyoruz bir türlü.

ha, tamamlanınca eksik kalmaz mı? orası ayrı.
ya da değil.

her şey birbirinden ayrı yazılır, hiçbir şey gibi.
ama işte değil, ayrı.

uzaylılar gelip kaçırsa mesela?

hmmm.. ya da bir uyansak ki bu zamana uyanmasak..

ı ıh. bu da yapıldı.

böyle asit masit karışsa da ayrana bedenlerimizi değişsek hani.
ben o olsam, o ben olsa.
böyle eğlenceli falan olsa.

ulan o kadar çok şey var ki yapılan, ne yapacağını bilemiyor insan.

eh, insan işte. nereden bilsin zaten.

yazılacak her şeyin çoooktan yazıldığını düşünürdüm küçükken.
ama yazıyoruz hiç durmadan, gördüğünüz gibi.

kelimeler...

oyuncaklar...

kıran, kırılan, kırdıran, döken, dökülen, kanan, kanatan, kanayan, kanatlandıran, kanat kıran, yaran, yaratan, yardıran, yaralayan, lanoğlulan.

yaz kardeşim.

çıkmaz sokaklar nereye çıkmaz?

vazgeçmiyorum sormaktan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder