11 Kasım 2009 Çarşamba

iki

bazen insan seviniyor be. sevilenler kendilerine zarar veren bir şeylerden vazgeçtiğinde falan. vapurlar geçince falan. çoğul çoğul cümleler kurunca falan. iyi yani bu.

çok alakasız şeylerle duygusal bağlar kuruyoruz ya bazen, bak o çok gereksiz işte. git ailenle, sevgilinle, arkadaşlarınla duygusal bağ kur. kalan herkesle selamlaşmasal ve işsel bağların olsun, mahallendeki bakkalla bile fazla kaynaşma. aman evladım, sakın kimseye fazla yaklaşma, kendine yaklaştırma. iyidir bu duvarlar. cidden bak. kendine birkaç kişi seç, onları sev sadece. kalanı gereksiz. kalanı zaten gidecek. sevdiklerin de gidecek belki ama "diğeri" dediklerim haydi haydi gidecek. fazla iz bırakmasınlar en azından, sadece mutlu anlar kalsın aklında. çünkü yaklaşınca, yaklaştırınca olmuyor o iş. biri birinin damarına basıyor mutlaka, basmasa da hafiften tekmeliyor. ne gerek var efendim? ne gerek var üzüntüye, sıkıntıya?

çünkü hayat bu. hayat ne evde yaydığın zaman, ne çalışarak geçirdiğin günler, ne de arkadaşlarınla attığın kahkahalar, döktüğün yaşlar. hepsi senin hayatın, hiçbiri olumsuzluklarla azaltılmamalı.

ben bu yüzden seviniyorum işte. sevdiklerim azalmayınca, kendilerine gelince güzel oluyor. iyi ki yapılıyor bu acayip hareketler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder